ilim müslümanın yitik malıdır

MAKALELER           

                                           MAKALEYİ  İNDİR                  

                              REFAHİYE ÇEVRESİNDE  GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE  ASKERİ VE  TİCARİ  YOLLAR .docx (406495)

                            

  

 

     REFAHİYE  ve  ÇEVRESİNDE

      GEÇMİŞTEN  GÜNÜMÜZE  ASKERİ  VE TİCARİ  YOLLAR

                                             Taştan  AKSU    

                                                   Refahiye İlkokulu            

 

      Yüzyıllar boyunca  medeniyetler sürekli birbiriyle ilişki içinde olmuşlardır. Refahiye  ve çevresi de ,  bu medeniyetler arasında  ticaret güzergâhı olmasının yanında farklı kültürlerin, dinlerin, dillerin, fikirlerin birikimlerini, bilgilerini ve uygulamalarının aktarıldığı, tüccarların, gezginlerin ve âlimlerin, din adamlarının  daha da  önemlisi  orduların  takip ettiği geçiş güzergahı  olarak görev yapmıştır. Bu nedenledir ki  çok önemli  bir yere  sahiptir.

        Tarihi  kaynakların  verdiği bilgiye  göre ,  Refahiye  coğrafyası  kervanlara ,  seyyahlara   yolculara  yol verdiği   gibi,  tarihe  yön  veren  orduların  doğu -  batı  sefer güzergahı  ve  kozlarını  paylaştıkları  savaş  sahası  olmuştur.Alaaddin Keykubat,   Fatih Sultan Mehmet, Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim  gibi  Türk  tarihine  yön  veren  bu  cihan sultanları  karşılarına çıkan  orduları ,  Refahiye ve yöresinde   dize  getirmişlerdir .

 

      Çin ‘den   ve   Hindistan’dan  taşınan  malların   büyük  yekununu  ipek   oluşturduğundan bu  yola  ‘’İpek  Yolu’’  adı  verilmiş, bu  adla  anılmıştır. İpek Yolu hakkında  Marco Polo, İbni Batuta, Pegolotti, Klaviyo  ve  Evliya  Çelebi gibi ünlü gezginlerde  eserlerinde  bu yol hakkında çok önemli  bilgiler  vermişlerdir. İspanyol sefiri  Klaviyo,  Erzincan  şehrini  Anadolu’nun  kapısı  olarak  eserinde  zikretmektedir (Klaviyo; trc .O.R.Doğrul ; 89-94). Bu tarihi  yol; Erzincan- Akşehir den  , Yassıçimen in   üzerinden  Orçul  Çayı  istikametiyle  Baru, Hodug , Ezbider  üzerinden Suşehri ve Sivas’a , Seme  Deresinden  Karadeniz’e , Refahiye üzerinden  güney  istikametinde  Kemah’a  ulaşır. Kervancıların sesleri  ve atların  nallarıyla  mühürlenen  bu  tarihi  yollar ,  eski   görevini günümüzde  de  hala  sürdürmektedir. Yalnızca  değişen  nakil  vasıtalarıdır.

 

İlkçağlarda   Askeri  ve  Ticari   Yollar

          Eski  çağlardan itibaren  Kutlutepe  ve  havalisi  birçok  medeniyetin   uğrak  yeri ve  yaşam  alanı  olmuştur. Bilindiği  üzere ,  doğu-batı  ve kuzey  - güney  istikametinde  kent ve şehirlere ulaşım büyük ekseriyetle  dağ  tepelerinden  ve coğrafi  duruma  göre de   vadilerden  sağlanmıştır. Yükseltisi  gereği  hem  Fırat’a   hem   Kızılırmak’a  hem de  Yeşilırmak’a  açılan dere ve vadileri mevcuttur. Bu özelliğinden dolayı ,  çatı  durumundadır. Refahiye  , İlkçağlardan  günümüze kadar  önemli  medeniyet merkezleri  olan  Erzincan – Sivas  , Trabzon – Malatya  şehirlerinin  geçiş  güzergahında  bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı , Refahiye ve çevresinde  ilkçağlardan kalma bir çok  kale ve şehir  kalıntıları  mevcuttur.

        Tarihi  kaynakların  ifadesine  göre,Roma  İmparatorluğunun doğudaki  sınır  kaleleri olan Suşehri (Nikopolis ) ve Satala (Sadak Köyü )nın  tam arasında kalan   döneminin  çok  önemli  şehirlerinden  Carsat=Carsagis, Arauraka =Aravraka ,Basgodariza ,olotodariza  adıyla  anılan     şehirlerden  söz  edilmektedir.(Ramsay s.305) Söz konusu  bu  Roma  şehirleri  , Kutlutepenin güneyinde  Cengerli , batısında  Pösür, Gercanis , Dumanlı , (T.E.Şahin  c.1s.  135)   Kızıldağ .  Kuzeyde  Hanzar , Horun(1) (Doblak ) , Melikşerif  Refahiye nin  en  önemli  tarihi  yerlerindendir. Kuzeydoğusunda   Erzensi (Melikşerif) ve  daha  kuzeyde  Kıran Dağı’nı  içine  alan   geniş  bir  alanda  kurulmuşlardır. (Aksu ; 147 )  Sınırlarını  belirlediğimiz  bu  alan  içerisinde  Roma  dönemine  ait  ,   höyükler ,  Şehir  harabeleri, irili  ufaklı   kaleler ve su yolları ,  kiliseler  mevcuttur.  Çevre  köylüler  tarafından arazide  o  döneme  ait  sikke  ve  araç  gereçler  bulunmuştur.

  • Basgodariza : Tarihi  kaynaklarda sıkça adına rastlanan bu  kale şehrinin  verilen  bilgilere  göre , Refahiye  sınırlarının içinde kaldığı  şüphesizdir. Ancak  Ramsay ın  haritasında  bu yer  Çamoluk  tarafında Kelkit  Irmağı  üzerinde gösterilmektedir. (Ramsay  s.280)  Horun (Akçiğdem) Köyü olduğu  kuvvetle ihtimaldir.
  • Carsaga =Carsat:  Bu  ilkçağ  kentinin  Kutlutepe  den başlayıp Cengerli Köyü ‘ nü de içine alan  yerde  kurulduğu  sanılmaktadır.

---------------------------------------------------

1-Horun ;  Bu  kelimenin  orjinalı  ‘’ Orun ‘’  dur. ’Makam,mevki, yer anlamına gelmektedir. Yöre  halkı  söyleyiş   zorluğundan  ötürü  başına  ‘H’  sesi  ilave  etmiştir. Köyün  hemen kuzey doğusunda  tarihi ‘Doblak Tepesi ‘ bulunmaktadır.

      -    Aravraka=Arauraka: Tarihi  kaynaklarda Satala dan  Carsaga  ya giden  yol kenarında  olduğu  bildirilmektedir. (Honigmann  s.68) Hanzar  Köyünün kuzeyinde İlkçağlara ait  bir kale kalıntısı bulunmaktadır.Aravrakanın  burası  olduğu  kanaatindeyim.

      -   Klotoidariza: Kaynakların ifadesine göre  bu  ilkçağ  yerleşiminin  Basgoidariza ve Aravrakaya  yakın olduğu  yönünde  bilgiler bulunmaktadır.  (Ramsay  s.305-316) Bu  durumdan  yola çıkarsak, burasının   Kadıköy  de olduğu  düşünülebilir.(Özdemir s.53)

     -  Hydara : Strabon ‘ da  Önemli kalelerden olduğu ifade edilen  bu  yerin İliç ve Refahiye  arasında olma  ihtimali  yüksektir. (a.g.e   s.31

      - Kaltiorissa : Ramsayın  bildirdiğine  göre  Carsatın  batısında  Nikopolis e  giden  yol  üzerinde  gösterilmiştir. ( Ramsay s.72) Sivas – Tokat  bağlantı  yolundan  Suşehri  yönünde  giden  ve  rampalaşan  yolun  üzerinde  yerleşim  ve kale  harabeleri  mevcuttur. Büyük  ihtimalle  burasıdır.

 

Harita 1  :  İlkçağlarda  Ticari ve Askeri  Yollar. T.A

Selçuklu   Döneminde   Askeri  ve  Ticari  Yollar

           Anadolu’nun  Fethi , Asya  bozkırlarından  kopup  Anadolu’nun  kapısına  dayanan yağız  çehreli , yün yelekli , demir  bilekli, aslan  yürekli  Türk  erleri,  cennet  atlarının  sırtında  Ahlat’ı  üs  tutmuşlardır.İstanbul da  artık  çanlar  çalmaya  başlamıştır.  1071 yılından  sonragiderek  hız  kazanan   ve  İlk  Türk  Devletleriyle  nihai  sonuca  varan   fetih  hareketleri,  Doğudan  batıyaAnadolu’nun  Türkleşmesine  ve  İslamlaşmasına giden  yolda  önemli  adım  teşkil etmiştir.   Özellikle  Malazgirt  Savaşından sonra  Erzincan ve çevresinde  kurulan Mengücekler döneminde Refahiye  ve çevresi  hem  ticari hem  askeri  hemde  eğitim  alanında  hareketlilik  yaşamıştır.Mengüceklerin  önemli  şehirlerinden  olan ve  Çimen Dağının  batı  tarafına kurulan  Akşehir, (Aksu, Mengücekler ve Şehirleri  s.96) konumu   itibarıyla bir çok  olaya  ev sahipliği  yapmıştır. Bu  önemli  toplumsal  olaylardan  biride  Selçukluların  , Mengüceklerden  kız  alması  ve  bahsi geçen  güzergahın  bu  seferde  düğün  alayına  ev  sahipliği  yapmasıdır. ( M. Öz türk  c.I s.196-201)  Tarihi  kaynakların  verdiği  bilgiye  göre , Melik Fah reddin Behram Şah  ‘’Sultan-ül  Ulema’’  lakabıyla tanınan  Mevlana Cela leddin-i Rumi’nin  babası  BahaeddinVeled’i  dört  yıl  misafir  etmiştir. ( Ef laki  s.20-22)   Anadolu  Selçuklu  Sultanı  Alaaddin  Keykubat  Harzem şah’ı  1230  senesinde Ağustos  ayında aynı  yerde,  Akşehir de (Yasıçimen)  karşılamış, Harzem şah  ordusunu   büyük bir  yenilgiye  uğratmıştır.

Osmanlı    Döneminde   Askeri  ve   Ticari  Yollar

    Otlukbeli Savaşı (1473) ,Fatih  Sultan  Mehmet   Suşehri ‘nden  Erzincan yönüne   Kanuni Sultan Süleymanın  izlediği yoldan  gitmiştir. (Konukçu s.217) Bu  güzergah  artık savaş  güzergahı  olarak  kendini  teyit  ettirecek. Orduların  atlarının  nallarıyla  tescillenecektir.

 

Harita 2: Kemah’ın Fethinde Takip  Edilen Yol

 Çaldıran Savaşı (1514) , Yavuz Sultan Selim Suşehri yöresini   geçtikten sonra Suşehri Çayırına varır. Burası  muhtemelen şimdiki  Çobanlı  Köyüdür. Çoban  Baba olarak  bilinen  zadın , Yavuz Sultanın ordusunu misafir  ettiği  bilinmekte  ve  yörede  anlatılmaktadır. Çoban  Babanın  türbesi, Suşehri  istikametinde  köprünün sol  tarafında  hafifce bir  yükselti üzerindedir.(Aksu,  Refahiye ve Folklorumuz s. 113) Göksekide  kaldığı  ve  bataklık  olan  bir  güzergahı onardığı  köylüler  tarafından da  bilinmekte  ve söy lenmektedir. Onarılan bu  yolun  günümüzde   tekrar   heyelana  maruz  kaldığı  görülmektedir.Yavuz Sultan  Selimin  Erzincan  istikameine  giderken geçtiği ve konakladığı   köy  ve  yaylalar  aşağıdaki  haritada  (Harita 2) gös terilmiştir. Gökseki den  sonra  Hasan Bey Pınarı na  varmıştır. Burasının   adında  anlaşılacağı  üzere  suyu  bol  bir  yer . Kesin olarak  Hasan Bey  Pınarını  tespit  edemedik. Ancak ,Mendeme başı  ve  etrafında  bir  yer  ol duğu  anlaşılıyor.  Aktepe , Mengüceklerin Kalesi  ve önemli  şehri  olan  meşhur  Akşehir , beyaz taş ve  toprak  zeminiden  dolayı  bu  şehre  Akşehir  adı  verilmiştir. Çimendağı nın  batı  ucunda  bulunmaktadır. Yöre  halkı  bu tepeye ‘’Ağbaba ‘’ demektedir.Aktepe’ den   sonra  kuzeydoğu   yönünde  tarihi  Yassıçimen (Çimendağı), Çimen  suyu’ nun  kaynağına kadar  uzanıp  gitmektedir. Otlağı  bol, suyu  çoktur. Tulum  peyniri  meşhurdur. 1986 yıllarında  bu  yaylakta  koyun  güttüm.Yassıçimen den sonra  ordunun  vadinin  daha  doğu  yönündeki  Kerman Çayırı (Kırmana ) Ağılözü  konağından  Erzincan  Ovası nın  kuzeybatı  tarafından  ovaya  indiği  görülüyor. Sultan Süleyman Hanın   Iran  Seferi , Padişah  11 Haziran 1534 tarihinde  İstanbuldan  ayrıldı .  Konya, Kayseri  , Sivas  ve  20  Ağustosta  Erzincan a  geldi.(Öztuna s.120 ) Erzincan a  kadar  olan yol  güzergahı  Fatih  Sultan Mehmed in  Çaldıran  Seferinde  kullandığı  güzergahtır.

 

Harita 3: Çaldıran Seferinde  Takip  Edilen Yol

Cumhuriyet   Döneminde   Askeri  ve Ticari  Yollar

         Mustafa Kemal Atatürk ün Erzurum Kongresi  ve  Dönüşü , Şevket Süreyya Aydemir ‘’Tek Adam ‘’ adlı  eserinde  Atatürkün  Refahiye ve  çevresinden geçişini  şöyle anlatıyor.  ‘’…Bağlık  bahçelik Suşehri. Sonra yüksek  yayla  başlar.Sağda , solda dağlar artık  çıplak, ama art arda ,set set ,renk  renk  görünür. Bu  bölgede  tabiat  hem  hırçın ,  hem  azametlidir. Altköy  boğazı    aşılınca  Refahiye ye  varılır.’’(  Aydemir s.88)  Aynı  eserin  verdiği  bilgiye  göre  Atatürk ,  Refahiye den   ayrıldıktan  bir süre  sonra  mola  verir. Burada  Erzurum, Ağrı ve diğer  doğu  illerinden  Batıya  göç  etmiş  ve  tekrar  memleketlerine  dönen  insanlarla  karşılaşır. (2) Mustafa  Kemal  Atatürk’le   ,  dinlenme ve su  molası  veren  bu  insanlarla    aralarında  şöyle  bir  konuşma geçer. (3)

  • Nerelisin  Ağa  ?
  • Eleşkirt  tarafından .Çukurovadan  gelirik…
  • Hepiniz  bu  kadar mı  ?
  • Çohtuk  Paşa  can , çohtuk. Gidende dağlar , dereler  göçü  almazdı. Bal , lor, davar  istediğin kimi.  Ama şimdi  at  da  bu ,  külfette  bu. İster  al,  ister sat   Paşa  can…

Atatürk   hiç  cevap  vermez.  Orada  bulunanlarla  vedalaşır, ayrılır. Taa  Erzincan‘a kadar  hiç konuşmaz. Mustafa  Kemal Atatürk, Erzurum  Kongresini  yaptıktan  sonra  Erzincan’a   gelir.Külfetli ve meşakkatli  bir  yolculuktan  sonra , yine  aynı  güzergahı  kullanarak  Refahiye – Altköy  istikametiyle, 2  Eylül  1919  da   Sivas’a   varır. Yol güzergahındaki  köylerin  ‘’eskiyol‘ ,  ’ eskiyazı’’ yahut  da  ‘’eski şose ‘’ diye  tabir  ettikleri ,  Sivas ‘ı  Erzincan’a  bağlayan  o  eski  yolların    izleri ,  hatıraları  hala vardır.

 

 

2. Dünya  savaşında  Rus işgalinden  batı  illerine  bir  göç  hareketi  başlamıştır. Bu   göç  hareketine  yörede  ‘’Muhacirlik’’ denilmektedir.

3- Teknecik Köyü  (Hanzar ) yaşlılarının ifadesine  göre,   bu  konuşma  bu günkü   Refahiye  - Erzincan  karayolunun  7. Kilometresinde    -eski yol üzerinde  bulunan -  ‘’Taşpınar ‘’ da  geçmiştir.Köylülerin ifadesine  göre  Atatürk ün  aracı ‘’Cip’’ ,  aracı  koruyan askerler  ise  süvari  birliğidir.

 

KAYNAKÇA

 

Aksu  ,Taştan :  Mengücekler ve Şehirleri    Erzincan - 2005

Aksu , Taştan :   Refahiye ve  Folklorumuz   Konya - 1996

 Aydemir ,  Şevket Süreyya :  Tek Adam    İstanbul -1999

 Eflaki Ahmet  : Ariflerin Menkıbeleri (çev. T.Yazıcı ) citt I-II  İstanbul – 1986

Erzincan İl Yıllığı   Ankara - 1973

HONİGMANN  Ernst : Bizans Devletinin Doğu Sınırı İstanbul - 1970

İbn Bibi : El  Evamirül – Alaiye Fi’l – Umuril  Alaiye  (trc.Mürsel Öztürk)  c.I II      

                                                   Ank - 1996

Klaviyo :  KadistenSemerkantaSeyehat ( trc .O.R.Doğrul ) İstanbul -1939

 Konukçu Enver:Otlukbeli Savaşı  Ankara-1998

Özdemir ,Mustafa:  Refahiye  Tarihi     İstanbul - 2007 

Öztuna  ,Yılmaz  :  Kanuni Sultan Süleyman   İstanbul- 2011

Ramsay , R.M . : Anadolunun Tarihi  Coğrafyası  (Ç.Mihri Pektaş )  İstan bul-1970

Strabon : Antik Anadolu Coğrafyası (Çev.A.Pekman ) İst .1993

Şahin ,T.Erdoğan .Erzincan Tarihi  Erzincan -1987

REFAHİYE FOTOĞRAFLARI

© 2016 Tüm Hakları Saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode